ANKARA – CHP Osmaniye Milletvekili Asu Kaya, 4 Ağustos Pazar günü düzenlenen kurultayda partinin yeni kadın kolları başkanı seçildi. Kaya, 662 delegenin 477’sinin oyunu aldı. 2020 yılından bu yana görevi sürdüren Aylin Nazlıaka ise 146 oy aldı.
Daha önce yapılan kadın kolları kurultaylarından çok daha fazla ilgi çeken, medyanın da yakından takip ettiği kurultayda en çok Asu Kaya’nın Genel Merkez’in adayı olduğu ve bazı isimlerce desteklendiği iddiası konuşuldu. Kimsenin adayı olmadığını söyleyen Kaya, “Tüm bunlar benim emeğimi yok saymaktır, küçümsemektir” dedi.
Daha çok sahada olacaklarını, proaktif bir kadın kollarını var edeceklerini ifade eden Kaya, “Kendi yankı odalarımızda konuşmayacağız, genel merkezin dördüncü katına sıkışmayacağız” ifadelerini kullandı.
Kaya’nın sorularımıza cevapları şöyle:
Siyasete girmeye nasıl karar verdiniz?
23 yıllık doktorluk hayatımda dezavantajlı ortamlarda, mağdur kadınlarla ve çocuklarla çok çalıştım. Bütün bu çalışmalar, bende insan hakları, kadının insan hakları ve çocuk hakları konusunda çok daha fazla duyarlılık sağladı. Yokluğu, yoksunluğu, toplumdaki ayrımcılıkları yaşadım, gördüm, hissettim, dayanıştım. Hep birlikte neler yapabiliriz, toplumsal dayanışmayı nasıl örgütleyebiliriz diye düşündüm. Her bir yurttaşımızın, her bir kadının siyasetle ilgilenmesinin ne kadar önemli olduğunu gördüm. Tüm bu nedenlerle, 2023 seçimlerinde ailemin nesillerdir gönül verdiği, içinde olduğu, kendimi de ait hissettiğim Cumhuriyet Halk Partisi’nden Milletvekili adayı oldum. Halktan yana, doğru siyaset yaparak, halkı, sokağı dinleyerek doğru politikaları ortaya koymanın ne kadar önemli olduğunu siyasete girdiğim günden beri gördüm, deneyimledim.
Hikayenizde bir de deprem var galiba. Deprem kayıplarınız da etkili oldu mu siyasete girmenizde?
Evet. Osmaniye’de 6 Şubat depremlerinden en çok benim yaşadığım mahalle etkilendi. Binin üzerinde kaybımız oldu. Komşularımı, arkadaşlarımı, meslektaşlarımı kaybettim. Benim yaşadığım apartmanın iç duvarları, merdivenleri yıkılırken biz zor çıktık. O çığlıkları hiç unutamıyorum. Saniyelerle kurtulduk biz de. 6 Şubat depremi yaşantımı deprem öncesi ve sonrası olarak ayırabilecek kadar derin ve çok travmatik yaşadım. Kendimi, ailemi unutup insanlara yetmeye çalıştım ama yetemedim. Bu süreçte yaşanan tüm haksızlıkları görüp daha fazla mücadele etmek için de aktif siyasetin içinde olmam gerektiğini düşündüm. Depremden en çok etkilenen ve hala üzerlerinde etkisi olan kesim kadınlar, çocuklar ve dezavantajlı gruplar oldu. Depremden sonra verilen hizmetler noktasında eşitsizlik yaşandığını, kadınların ihtiyaçlarını ve bugüne kadar taleplerinin isteklerinin de neler olduğunu gördüm, yaşadım, biliyorum. Ve ben, bir depremzede, bir kadın, bir doktor ve de duyarlı bir vatandaş olarak elimi, emeğimi oradan asla çekmeyeceğim.
‘KADIN KOLLARI KURULTAYI NEDEN BU KADAR İLGİ ÇEKTİ?’
Kurultay gündemine geçecek olursak; neden bu sefer bu kadar çok ilgi odağı oldu bu kurultay?
Partimiz son seçimlerin birinci partisi, hala da öyle. Şu anda iktidara yürüyoruz. Dolayısıyla kurultayda rekabet olması, bu rekabetin ilgi çekmesi normal. Diğer yandan partimizin bu yerel seçimlerde kadına verdiği önem de etkili oldu. Partimiz kadın siyasetçileri adaylaştırmak konusunda bir irade gösterdi ve adaylaşan kadınlar çok yüksek oranda seçildiler. Dolayısıyla kadınlar şunu gördü; Cumhuriyet Halk Partisi’nde kadınlar siyaseten karar mekanizmalarında daha çok olacaklar. Sayın Genel Başkan da bu iradeyi özellikle Kurultayımızda yaptığı konuşmada ortaya koydu. ‘Partimizde kadın temsili eşitlenene kadar biz kadın – erkek birlikte omuz omuza mücadele edeceğiz’ dedi.
Partimizde biliyorsunuz bir değişim süreci yaşandı. Cumhuriyet Halk Partisi gibi, 100 yüzyılı geride bırakmış ve Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında da gerçekleşen son seçimlerde değişimin neticelerini görmüş bir partide kadın kollarında da değişim gerçekleşmesi gerektiğine yürekten inanıyordum.
‘PROAKTİF BİR KADIN KOLLARI VAR EDECEĞİZ’
Peki, neden değişim olması gerekiyordu?
Bugüne kadar, kadın kollarımızın kuruluşundan bu yana yapılan her bir çalışma, kendi süreçleri içinde anlamlı ve önemli olmuştur. Bu çalışmaların istenen başarıya ulaşması için uyum şarttır. Her siyasi partide olduğu gibi, kadın kollarının, partinin yönetimi ile uyumlu olması önemlidir. Parti örgütlerinden, tüm siyasi ekipten destek almak, güç almak mücadeleyi güçlendirir dolayısıyla kişinin değişmesi bir şey ifade etmez, politik mücadelenin güçlenmesidir anlamlı olan.
Sürekli sahada olan bir Genel Başkanımız var ve onun gibi bir politik hareketlilik uygulanacak bundan sonrasında. ‘Barikatlara da, yoksul mahallelere de, broşür dağıtmaya da kol kola, yan yana gidelim’ diyen bir yönetim ve kadın kolları var artık. Kurultayımızda da söyledim: “Ben değil, biz diyeceğiz ve hep birlikte çoğalarak güçleneceğiz.” Kişiler gelir geçer, kurum bakidir. Proaktif bir kadın kollarını var edeceğiz.
‘KADIN MÜCADELESİNE DAHA FAZLA KATKI SUNMAK İÇİN İKTİDAR OLMALIYIZ’
Bizim iktidarımız sahada olarak gerçekleşecek. Ve kadın hakları mücadelesini de amasız fakatsız, en güçlü şekilde devam ettireceğiz. Biri olmadan diğerini var edemezsiniz. Biz iktidar olursak kadın mücadelesine esas katkıyı sunarız.
Örneğin bizim iktidarımızda İstanbul Sözleşmesi imzalanacak. Bu kadar net. Dolayısıyla iki mücadelenin dayanışma içinde birbirinden destek ve dayanışma görerek yürümesi gerektiğine inanıyorum.
‘KENDİ YANKI ODALARIMIZDA KONUŞMAYACAĞIZ, GENEL MERKEZİN DÖRDÜNCÜ KATINA SIKIŞMAYACAĞIZ’
Kadın Kolları olarak siyasi mücadelemiz, sahadaki varlığımızın daha güçlü hissedilmesine ihtiyacımız var. Kendi yankı odalarımızda konuşmayacağız. Genel Merkez’in dördüncü katına sıkışmayacağız. Bizim seslenmek istediğimiz diğer büyük kesime biz bugüne kadar yeteri kadar sesimizi duyuramamıştık, son seçimler bu konuda bir dönüm noktası oldu. Son yerel seçimlerde de partimizin kadınlarının, kadın örgütlerimizin emeğinin ne kadar çok olduğunu biliyoruz. Bunu kurultayımızda da vurguladım, onları hep birlikte alkışladık. Artık, yolumuz Anadolu’nun her yerinde, Trakya’da çok açık. Sadece belli zeminlerde yapılan konuşmalar, belli zeminlerde yapılan etkinlikler ve eylemlerle sınırlı kalan değil sosyal medya da dahil olmak üzere her türlü iletişim yolunu da kullanarak sesimizi sahadan çok daha gür bir sesle duyuracağız.
‘BİR KİŞİNİN, BİR KESİMİN ADAYI DEĞİLİM’
Kurultay sürecinde sizin Genel Merkez, Genel Başkan, Genel Başkan’a yakın bazı isimlerce desteklediğiniz ve bunun bir adaletsizlik yarattığı eleştirisi dillendirildi. Ne dersiniz?
Ben sahadan gelen ve sahada olmayı seven bir insanım. Birlikte politika yaptığımız tüm arkadaşlarımın, milletvekili arkadaşlarımın teşvikiyle aday oldum. Kimi zaman bazı partililerimizin isimlerinin anıldığını duyuyorum. Tüm bunlar benim emeğimi yok saymaktır, küçümsemektir. Osmaniye’ye şöyle bir kulağınızı verdiğinizde benim emeğimi oradan çok net işitirsiniz.
Halkın her kesimiyle her daim iletişim kurmuş, meslek odalarıyla her daim diyalogu olmuş ve halkın en çok içinde olan bir mesleğe sahip olmuş bir aile hekimiyim ben.
Yani belli bir kesimin, bir kişinin adayı olmam gibi bir şey söz konusu değil. Ayrıca, tam da partimizin demokrasi kültürüne yakışır bir şekilde, parti içi demokrasiye yakışır bir şekilde de bir rekabet yaşanmıştır. Ve kurultayımız sona ermiştir, artık zaman eylem zamanıdır.
İZMİR DİYARBAKIR’A; ANTALYA HAKKARİ’YE, ESKİŞEHİR ŞIRNAK’A, TEKİRDAĞ VAN’A GİDECEK.
Bundan sonrası için nasıl bir model var aklınızda, nasıl çalışacak CHP Kadın Kolları?
Genel itibariyle farklı bir yapılanmaya ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. Mevcut politikalarımız son derece başarılı. Tek ihtiyaç olan sahada kadın kollarımızla birlikte omuz omuza olmak. 81 ilde Genel Merkez’in gücünü, milletvekillerimizin gücüyle birlikte daha da fazla hissettirmek. Şimdi ilişki kurma biçimimizi değiştireceğiz, daha sık temas kurmak için çabalayacağız, daha çok sahada olacağız. Zaten kurultaydaki değişimle birlikte çok önemli, çok güzel bir dinamizm, müthiş bir motivasyon geldi. Ben kurultayda Bayburt’tan bahsettim mesela. Bayburt’un simgesel bir anlamı vardı. Çünkü orada çok baskın bir sağ siyaset var. Bayburt’taki kadın kolları başkanımız çok çetin bir mücadele veriyor. Bir milletvekilimiz yok bizim orada. Ona destek olmamız lazım. Ve ayrıca Bayburt diyecek ki ‘benim bir milletvekilim’ var. Nerede bizim bir milletvekilimiz yoksa o kentin milletvekili artık Asu Kaya.
Gittiğim yerlerde şunu gördüm; İzmir, Antalya, İstanbul, Ankara kadın kolları, Kadın Milletvekillerimiz, Kadın belediye başkanlarımız hepsi çok şevkli Bayburt’la, Erzurum’la, Hakkari’yle, Urfa’yla dayanışmak için. Yani bu illere desteği hep birlikte vereceğiz. Diğer illerimizin kadın örgütleri de oralarda olacak. İzmir Diyarbakır’a gidecek, Antalya Hakkari’ye gidecek. Bir sinerji oluşacak.
‘AK PARTİ’NİN İSTENMEDİĞİ SOKAKLARDA BİZ OLACAĞIZ’
Bu sinerji de iktidara gelmenize katkı sunacak?
Evet. AK Parti’nin iktidara gelişini hatırlayın. Kadınlar yoksul mahallelerinde, evlerinde, tarlalardaydı. Geldiğimiz noktada AK Parti Kadın Kollarını da ana kademesini de milletvekillerini de o yoksul mahallelerde, o sokaklarda görmüyoruz. Çünkü istenmiyorlar. İşte o sokaklarda, o dar sokaklarda Cumhuriyet Halk Partili kadınlar olacak bundan böyle. Bu bakış bütün CHP Kadın Örgütü’ne yansıdığı zaman Türkiye’de çok şey değişecek.
Önümüzdeki dönemde ilk ziyaretim Hakkari’ye olacak. Hakkari İl Başkanımız kadın. O bölgede güçlenmek için çalışacağız. Ve yavaş yavaş hem Sayın Genel Başkanımızın hem de Genel Merkezin çalışmalarına katılacağız. Kadın belediye başkanlarımız da çok aktif olacaklar bu süreçte. Yani sadece kadın örgütlerimiz değil, kadın belediye başkanlarımız da bu sürecin tam içinde olacaklar. Kadın yoksulluğuyla birlikte mücadele edeceğiz, sosyal politikalarımızı birlikte oluşturacak, var olan politikalarımızın sahada daha çok duyulmasını sağlayacak, dayanışmacı, sahada karşılığı olacak projeler üreteceğiz.
‘CHP KADIN KOLLARI’ İMAJI MAKSATLI BİR ŞEKİLDE YAYILIYOR
CHP Kadın Kolları’nın sokaktaki, tarladaki, fabrikadaki kadınlardan uzak olduğu eleştirisi yıllardır yapılır. Hatta esprilere bile konu olur. Bu yakıştırma haklı mı?
Bunun abartılan ve maksatlı bir şekilde yayılan bir imaj olduğunu düşünüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kadın siyasetçileri her yere uygun davranmayı bilir. Cenazede yas tutmasını da tarlada çalışmasını da biliriz. Biz Anadolu’dan, biz Trakya’nın o köylerinden gelen insanlarız. Okula gidemeyen genç kızlarla da bürokratlarla da nasıl iletişim kurulacağını biliriz. Çağdaş kadının nasıl olması gerektiğini de biliriz geleneklerimizi de biliriz. Biz Anadolu’yuz, biz Trakya’yız aynı zamanda.
Türkiye’de son yıllarda özellikle haksızlığa, ayrımcılığa uğrayan kadınların, şiddet gören kadınların yanında olan bir Cumhuriyet Halk Partisi var. Bunu görmezden gelemeyiz. Dolasıyla, bu eleştirileri haksız bulduğumu da söylemek istiyorum.
‘KADIN MÜCADELESİNDEN AYRI OLMAMIZ DÜŞÜNÜLEMEZ’
Türkiye’deki kadın örgütleriyle nasıl ilişki kuracaksınız?
Şimdiye kadar Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kollarının ilişkisi nasılsa öyle olacak kadın örgütleriyle ilişkimiz ve hatta daha da arttırrak devam ettireceğiz. Hep dirsek temasında olacağız. Çünkü Türkiye’deki kadın hareketi çok önemli. Nitekim, Kadın Kollarımızın bu kurultayda oluşan yeni Merkez Yönetim Kurulunda kadın örgütlerinin içinden gelen aktivist feminist kadın arkadaşlarımız, üstelik çok da genç ve dinamik kadınlar. Onlarla sahanın nabzını daha net tutacağız.
Türkiye’deki kadın hareketinin kazanımları çok önemli. Çok büyük ve bitmeyen bir mücadeleleri var. Ve Cumhuriyet Halk Partisi de kadın hareketinde her zaman öncüdür. Kadın mücadelesinden ayrı olması düşünülemez.
TÜZÜK KURULTAYI: KAYITSIZ ŞARTSIZ EŞİT TEMSİL İSTİYORUZ
Tüzük Kurultayı’nda alanınızla ilgili değişiklikler bekleyelim mi? Örneğin CHP’deki kadın kotasının sağlıklı bir şekilde işletilmediğine dair eleştiriler var.
Eşit temsile yaklaşmak ve kotanın hakkıyla uygulanabilmesi dair tüzük kurultayına önerilerimiz olacak. Biz kayıtsız, şartsız, eşit temsilin tüzüğümüze girmesini isteyeceğiz. Yüzde 50 kadın, yüzde 50 erkek. Zaten Genel Başkanımız da kurultayımızda kademeli olarak buna ulaşacağımızı ifade etti. Dolayısıyla bizim de Genel Başkanımızın da bu konuda geri adımı söz konusu olamaz. Kadın örgütlenmemizde partimizin tarihine geçecek adımları atmak en büyük hedefimiz. Daha önce de söylediğim gibi, kadın-erkek eşitliği mücadelesi sadece kadın kollarımızın mücadelesi olmayacak, partimizin tüm kademelerindeki erkeklerle birlikte bu mücadeleyi beraber vereceğimize inanıyorum.